9 Eylül 2007 Pazar

Silent Love


hayatta sadece gidenler ve geride kalanlar...bazen giden oluyoruz bazense geride kalıp, geride bırakılıp, tek başına ağlamaya mahkum edilen...sessizliğin içinde gömülü bir şekilde zamanın geçip gitmesini beklerken durgunluğu yarıp gömülü olduğum mezarlıktan çıkabileceğime olan inancım azalıyor...suskunluğun aklımı ve hayatımı sarmasını izliyorum sakince...söylemek istediğim herşey içimde bir yerlerde kalıyor..dışarı çıkamıyor...yaşamımdakileri değiştirmekten korkuyorum...kaybedecek bir şeyim olmadığı halde kaybetmekten korkuyorum...hayal kırıklığından korkuyorum..ama yine de onu yaşıyorum...ağzımdan bir söz çıksa da çıkmasa da...gözlerimden akan yaşların zamanla azaldığını hissediyorum...bir süre sonra istesem de ağlayamadığımı farkediyorum...söyleyemediğim, söylemediğim, her söz gibi onun da çıkmamak üzere içimde kaldığını biliyorum...artık neye değer verdiğimi bilmiyorum...dudaklarımın mühürlü kaldığı her dakikanın yavaşça anlamsızlaşmasını izliyorum...eskiden ne kadar önem verdiğim şeylerin birer birer gereksizleşmesini izliyorum...dünyanın tek bir nokta dışında siyah beyaz olduğunu düşünürken aslında bir sürü renkle dolu olduğunu görüyorum...beni yavaşça öldüren, melankoliye sürükleyen düşüncelerin hafif esen rüzgarda süzülerek uçup gittiğini farkediyorum...ama bir an, sadece küçük bir an, dünya tekrar donuklaşıyor...aklımdan binbir türlü sahne, binbir türlü düşünce geçiyor...kalbim hızlı bir şekilde atıyor...ve ne olduğunu bile anlamadan geçip gidiyor...gözlerimin önünden geçen sahnelerin perdelerini indiriyorum...ve oyun sona eriyor...
yan rollerdeki herkes gidiyor...sıcak bir kahve içmek, yorgunluğu üzerlerinden atmak ve başka bir oyunda rol almak için sahneyi terkediyorlar..ama başrol oyuncusu orda kalıyor...bir an çaresiz kalıyor...ne yapacağını düşünüyor...panikliyor...etrafındaki dekor değişiyor..ve içeri başka yardımcı oyuncular girmeye başladığı an rahatlamaya başlıyor...sonra panik tekrar geri geliyor...yeni oyunun ne olduğunu bilmiyor..replikleri bilmiyor...yardımcı oyuncuları tanımıyor...dekor ona yabancı geliyor...ama bir kere oyun başladıktan sonra hepsi yine geride kalıyor ve hayatının yeni oyununa alışıyor..eski oyuncuları ara ara düşünüyor...özlüyor belki de...ama yenilerinden de ayrılmak istemiyor..onlarla da mutlu...ta ki o oyun da bitene kadar...

Hiç yorum yok: