26 Eylül 2007 Çarşamba

Broken Chains


ben sürekli siyah mı giyiyorum?..hayat iğrenç herkes sahte diye mi geziyorum?...bütün günümü kulaklıklar kulağımda kendimi soyutlamış depresif halde mi geziyorum?..kendimi sadece birtakım insanlara şartlıyıp onlar dışında kimseyle tek kelime etmiyor muyum?...ya da metal dinlemeyen kimseyle anlaşamıyor muyum?..siyah giymediği sürece insanların giyim zevkini beğenmiyor muyum?gotik olduğumu mu düşünüyorum?
hmm...
ilginç..çünkü eğer benim algılarımda bir problem yoksa bildiğim kadarıyla;
sınıfın ortasında 4 kişi halay çekiyoruz..boş derslerde oturup matematik testleri çözüyoruz...günü sürekli geyik halinde koparak geçiriyoruz..bağıra bağıra "ağrı dağı eteğinde" ya da "acayip hayvanlara benziyirsen" şarkılarını söylüyoruz o da olmadı, fatih ürek söylemeye başlıyoruz...ali hocayla birlikte sınıfça iftar yapalım diyip duruyoruz...naci hocaya tiyatro için ısrar edip duruyoruz...birimiz her bulduğu kağıttan uçak yapıyor, diğeri üzerinde mavi bir kazak olduğu için hocalardan uyarı alıyor..bu mu depresif halimiz?bu mu sürekli gothic gezen halimiz?bir arkadaşım rap dinlerken biri murat boz şarkıları söyleyerek geziyor, bir diğeri arabeske bağlıyor...
neden müzik zevkim yüzünden, giyim tarzım yüzünden yargılanıyorum?..ya da şöyle diyelim; diğer insanlar istedikleri insan tipinde olmadığım için nasıl beni eleştirme ve yargılama hakkına sahip oluyorlar?
depresif rockçılar diye adlandırılırken bu kadar neşeli, uçuk ve sosyal insanlar olmamız biraz ironik değil mi sizce de?

not: siteye bakıp da gözlerinin etrafı 15 santim siyah olan, siyah dantelli etekler giyip anarşi damgalı tişörtlerle gezen özenti tiplerden olduğumu düşünmediğinizi umarım...

Hiç yorum yok: